Gözlüğe ihtiyacı kalmadı: ‘Özgürce görebiliyorum’

Yıllarca yaşadığı uzak ve yakın görme sorunu yaşayan Sinan Canbaz, Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde gerçekleştirilen akıllı mercek operasyonu ile sıhhatine kavuştu. Ameliyatın akabinde gözlük kullanmadan özgürce görebildiğini belirten Canbaz, “Ameliyat süreci son derece konforlu ve kısaydı. Hiçbir ağrı ya da rahatsızlık hissetmedim” diye konuştu.

Göz içindeki lensin yaşla birlikte yaşadığı değişimlerin tesirlerini açıklayan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Yıldırım ise, akıllı mercek uygulamalarının gözlükten bağımsız hayat için değerli bir tahlil sunduğunu tabir etti.

‘GÖZLÜK KULLANMAK İŞ RANDIMANIMI OLUMSUZ ETKİLEDİ’

Zaman içinde gözlük kullanma gereksinimi hissettiğini belirten Canbaz, “Önce yakınım, sonra uzağım bozulmaya başladı. Hayat kalitem, iş kalitem ve görüş kalitem bu süreçte yavaş yavaş olumsuz etkilendi. Bilhassa uçak teknisyeni olarak çalıştığım için zayıf ışık ortamlarında, dar alanlarda bulunuyorum. Gözlük kullanmak, bu çalışma kaidelerinde büyük zorluklara yol açıyordu. Bir mühlet sonra hem yakın hem de uzak gözlüğü kullanmak zorunda kaldım ve bu durum iş randımanımı olumsuz etkiledi. Daima gözlük takıp çıkarmak, başımı eğip kaldırmak boyun ağrılarına neden oldu. Bilgisayar başında çalışırken yahut birdenbire birine dönmem gerektiğinde gözlük kullanımının yarattığı karmaşıklık beni rahatsız etmeye başladı” dedi.

‘AMELİYAT SÜRECİ SON DERECE KONFORLUYDU’

Bu durumdan kurtulmak için tahlil arayışına girdiğini belirten Canbaz, “Akıllı mercek operasyonunu araştırmaya başladım ve üç farklı tabiple görüşerek ayrıntıları değerlendirdim. Son olarak, uzmanlık alanına güvendiğim Yusuf Hocamızdan bir randevu ayarladım. Yapılan ayrıntılı muayeneler ve testler sonucunda akıllı mercek ameliyatının benim için en uygun seçenek olduğuna karar verdik. Ameliyat süreci son derece konforluydu ve hiçbir ağrı ya da rahatsızlık hissetmedim. Sonuç olarak, artık gözlüğe muhtaçlık duymadan özgürce görebiliyorum. Gazete okuyabiliyor, gündüz ve gece rahat hareket edebiliyorum. Yusuf Hocam ve takımının profesyonelliği sayesinde hem fizikî hem de ruhsal olarak çok rahat bir süreç geçirdim” sözlerini kullandı.

‘YAŞLA BİRLİKTE GÖZDEKİ DOĞAL LENS YAPISINDA DEĞİŞİKLİKLER ORTAYA ÇIKIYOR’

Yaşla birlikte göz içindeki doğal lens yapısının birtakım değişikliklere uğradığını ve bu yapıda bozulmalar ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Yusuf Yıldırım, “Bu durum oluştuğunda hem uzak hem de yakın görme açısından gözlük gereksinimi duyduğunda biz hastalarımızla konuşup, şayet göz yapısı ve hastalarımızın beklentileri uygunsa göz içi lens implantasyonu, göz içi lens ameliyatı hastalarımıza uygulayabiliyoruz. 50 yaşındaki hastamız, bize hem uzakta hem yakında az görme şikayetiyle birlikte başvurmuştu. Biz hastamızı muayene ettik, değerlendirdik. Değerlendirdikten sonra hem gözün içindeki doğal lens yapısında birtakım bozulmalar olduğunu fark ettik, hem de artık akomodasyonolarak isimlendirdiğimiz ahenk yeteneğini lensin yavaş yavaş kaybetmeye başladığını gözlemledik” dedi.

‘HASTANIN BEKLENTİLERİNE VE GÖZ YAPISINA NAZARAN KARAR VEREREK UYGULAMALARIMIZI YAPIYORUZ’

Prof. Dr. Yıldırım son olarak şunları söyledi:

“Buna bağlı olarak hastamıza hem uzakta hem orta arada hem de yakında gözlükten bağımsız bir hayat sürebilmesi için bilhassa göz içi lens uygulaması yaptık. Bu göz içi lenslerinin farklı tipleri var. Hastanın beklentilerine, göz yapısına, sistemik durumuna nazaran karar vererek uygulamalarımızı yapıyoruz. Trifokal olarak isimlendirdiğimiz göz içi lenslerde uzak, yakın ve orta uzaklıklarda görmeyi arttırıyoruz ve gözlükten bağımsız bir hale hastalarımızı getirebiliyoruz. Biz de hastamıza katarakt ameliyatından sonra gözlükten bağımsız bir hayat sürebilmesi için, öncesinde yaptığımız detaylı değerlendirmeden sonra trifokal göz içi lens uygulaması yaptık

“Yapılan cerrahi sürecin hassas ve yeterli bir biçimde yapılması, ameliyatın sonucu ve uyguladığımız lensin başarısı açısından hayli kıymetlidir. Sonrasında biz ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Hastamızın medikal tedavisi, ameliyattan sonra kullanması gereken ilaçlar oluyor. Onları hastamıza anlatıyoruz. Denetimleri birinci günde, birinci hafta ve birinci ayda gerçekleştiriyoruz. Hastamız, ikinci günden itibaren genel manada toplumsal hayatına kaldığı yerden devam edebiliyor.”

DHA