Türkiye 2030’dan sonra su kıtlığı çeken ülkeler arasına girecek
Kızılırmak Havza Su Kurulu 2025 Yılı Toplantısı, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında, Vilayet Tarım ve Orman Müdürlüğü uyumunda, 14 ilin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin iştirakiyle Samsun Büyükşehir belediyesi Ömer Halisdemir Çok Hedefli Salon’da düzenlendi.
MEVCUT VE GELECEĞE DÖNÜK PLANLAMALAR ELE ALINDI
Toplantıda, iklim değişikliği, su verimliliği ve Kızılırmak Havzası’na ait mevcut ve geleceğe dönük planlamalar ele alındı. Su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir kullanımı ve aktif idaresi için yapılması gereken çalışmalar değerlendirildi. Toplantının açılışında konuşan Satuk Buğra Fındık, kıymetli bilgiler verdi.
“TÜRKİYE 2030’DAN SONRA SU KITLIĞI ÇEKEN ÜLKELER DURUMUNA GİRECEK”
Gerekli tedbirlerin derhal alınması gerektiğinin altını çizen Su İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Satuk Buğra Fındık, “Dünyamızın dörtte üçü su. Bu dörtte üçlük suyun yalnızca yüzde 2,5’luk kısmı tatlı su. Biz bunun yüzde 1,2’sini yaklaşık yer üstü sularından da yüzde 30’unu yer altı sularından sağlamaktayız. Geriye kalan su ölçüsü da külliyen buzullarda bulunmakta. Biz bir bardak su içerisine yalnızca bir damla suyu kullanabiliyoruz. Dünyadaki 8,5 milyar insan, bu bir damla suyun hem ölçü hem kalite olarak idaresini sağlamak üzere ağır bir uğraş içerisinde. Bizler de bakanlık olarak su idaresinde suyun hem kalitesini hem ölçüsünü korumak üzere çalışmalar yürütmekteyiz. Son yıllarda iklim değişikliğinin tesiriyle su kaynaklarının üzerindeki baskının arttığını hepimiz biliyoruz. Yapmış olduğumuz çalışmalar doğrultusunda 2100 yılına hakikat su kaynaklarımızın yüzde 25 azalacağını, bu azalmanın tesirinin de yağışlardan ve bilhassa sıcaklık artışlarından olacağını biliyoruz. Geçtiğimiz yıl yapmış olduğumuz su nüfus projeksiyonları çalışmaları doğrultusunda çok daha vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu fark ettik. 2030 yılına hakikat artık hem nüfusun artışıyla hem de iklim değişikliğinin tesiriyle su kaynaklarımızın yüzde 20 mertebesinde azalmasını beklemekteyiz. Şu an ülkemiz aslında su gerilimi çeken bir ülke ancak 2030 yılından sonra artık biz tedbir almazsak yeniden birebir biçimde faaliyetlerimizi sürdürürsek şayet, su kıtlığı çeken ülkeler durumuna gireceğiz. Bunun için de bizler suyu planlı, programlı bir halde yönetmek zorundayız” diye konuştu.
“DİKKAT ETMEZSEK, KIZILIRMAK’IN SUYLA DOLU OLDUĞU GÜNLERİN FOTOĞRAFINI ÇERÇEVELERDE İZLEMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ”
Gerekli önlemlerin alınmaması durumunda Kızılırmak’ın dolu ve pak imgesinin yalnızca fotoğraflarda kalacağına dikkat çeken Samsun Valisi Orhan Tavlı, ” Karadeniz’in, Kuzey Anadolu’nun ve ziraî üretimin başşehri Samsun’umuzda bir ortaya gelmenin onurunu daima birlikte paylaşıyoruz. Sivas’ta Kızıldağ’ın eteklerinden doğduktan sonra Kayseri’den Ankara’ya Çorum’dan Samsun’a kadar uzanan güzergahta tam 14 vilayetimizi kapsayan geniş bir coğrafyanın can damarı olan Kızılırmak, taşıdığı suyla havzadaki vilayetlere hayat vermekte, ziraî üretimin ve ziraî ekonomimizin temelini oluşturan pek çok eser de Kızılırmak’ın bu cömertliğinden nasiplenmektedir. Zirai potansiyeli yalnızca bölge ekonomimiz için değil ülkemizin besin güvenliği ve ihracat kapasitesi için de vazgeçilmez bir tedbire sahip olan Kızılırmak Havzası’nın verimli topraklarında en hoş sebzeyi, meyveyi ve tahılını yetiştiren çiftçilerimiz de eserleriyle ülkemizin kaliteli, pak ve inançlı besin muhtaçlığını karşılamaya el birliğiyle devam etmektedirler. Bilhassa son yıllarda tesirini yeterliden düzgüne hissettirmeye başlayan iklim değişikliği ve süratle artan tabiatımıza, toprağımıza ziyan veren su kirliliği bu kadim havzayı tehdit etmekte, artan sıcaklıklar, sistemsiz yağış rejimleri ve insan faaliyetlerinin neden olduğu kirlilik Kızılırmak’ın debisini düşürmekte, su kalitesini olumsuz etkilemekte ve ekosistem üzerindeki baskıyı da gün geçtikçe arttırmaktadır. Şayet bugün daima birlikte bu tehditlere karşı gerekli adımları süratli ve aktif bir formda atmazsak, gelecek kuşaklarımıza ne yazık ki yalnızca kuruyan ırmak yatakları, verimsiz topraklar ve Kızılırmak’ın tertemiz suyla dolu olduğu hoş günleri yansıtan fotoğraflarını yalnızca daima birlikte çerçevelerde izlemek zorunda kalabiliriz” halinde konuştu.
“BOŞA HARCANACAK TEK BİR DAMLA SUYUMUZ, KİRLETİLECEK TEK BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZ YOKTUR”
Gelinen noktada ülke ve havza olarak boşa harcanacak tek damla suyun olmadığını vurgulayan Vali Tavlı, “İklim değişikliğin olumsuz tesirlerini günden güne daha çok hissettiğimiz bu periyotta hayat damarımız suyun ve tarıma uygun toprağın ehemmiyeti her geçen gün artmakta ve bu farkındalık da daima bir arada paylaşılmakta. Başta rızkını topraktan kazanan çiftçilerimiz olmak üzere hepimizin bunların değerini bildiğini bu nedenle ferdi uğraşlar olsun, kurumsal gayretler olduğunu daima bir arada görüyoruz. Bunu daima birlikte omuzladığımız vakit daha faal başarılı çalışmalara daima birlikte imza atabiliriz. Boşa harcanacak tek bir damla suyumuz, kirletilecek tek bir karış toprağımız yoktur. Suyun her damlasının değerini bilmek tasarruflu ve verimli kullanmak zorundayız. Toprağı daha çok sulamak, gübre atmak, ilaç serpmek, ziraî üretimi hiçbir vakit arttırmamaktadır. Gerçek olan tüm bunların verimli, aktif, ve yanlışsız kullanımıdır. Ziraî sulamadan endüstriye, evsel kullanımdan doğal yaşama kadar her alanda su verimliliğini arttırıcı, kirliliği önleyici önlemleri süratle hayata geçirmeliyiz. Biz Samsun olarak, organize, sanayi, teknoloji bölgelerinde yeşil dönüşüm çalışmasını başlattık. Bizim hem ticaret erbabımız hem sanayicimiz OSB Bölge Müdürlerimizle bir arada yeşil dönüşüm çalışmasını hızlandırdılar. Unutmayalım ki Kızılırmak Havzası’nın korunması ve sürdürülebilir idaresi tek bir ilin, tek bir kurumun değil hepimizin ortak sorumluluğu. Fakat topyekun bir yaklaşımla ortak akılla ve iş birliğiyle bu bahisteki sorumluluklarımızı yerine getirmiş olabiliriz” sözlerini kullandı.
